1 hafta sonra. O zaman zarfında saçınızı, kuaförlerin yaptığı gibi başınızı geriye eğerek yıkayabilirsiniz.
Operasyona takılmış olan lens gözümde ne kadar kalacak?
Bir ömür.
• Kullanılan lensin markası, kalitesi be derecede önemli? • Avrupa CE belgesi ve Amerikan FDA onayı olan göz içi lenslerin kullanılması önemlidir. Görme kalitesi; lens materyali ve tasarımından etkilenir. Lens kapsülünün saydamlığını kaybetmesi de lens tasarımı ile ilişkilidir.
• Operasyondan sonra gözde tekrar katarakt oluşur mu? Hayır.
• ikincil katarakt denen durum nedir? Yapay lens, gözün kendi kapsülünün içine konur. Bu kapsül bazen saydamlığını yitirir, bu duruma ikincil katarakt denir. Ameliyattan sonra 6. ayda bu kapsülün ortasının lazerle delinmesi gerekebilir.
• Dikişli mi ameliyat olacağım, dikişsiz mi? Günümüzde katarakt cerrahisi fakoemülsifikasyon adını verdiğimiz teknikle ve dikişsiz olarak gerçekleştirilir
• Lazer teknelojisi ile mi ameliyat olacağım? Güncel katarakt cerrahisi fakoemülsifikasyon dediğimiz teknikle ve ultrason kullanılarak gerçekleştirilir. Fakoemülsifikasyon ultrason enerjisi kullanır, sanıldığı gibi lazer değil.
• Ameliyatdan önceki günlerde , diğer rahatsızlıklarım için kullandığım ilaçlarımı içmeye devam etmeli miyim? Diğer ilaçlarınızı içmeye devam etmelisiniz. Sadece şu 3 ilacı ise ameliyattan önce bırakmalısınız:
o Aspirin: 10 gün önce kesiniz o Kumadin: 7 gün önce kesiniz. o Flomax: 2 hafta önce kesiniz.
• Ameliyat olacak gözüme damlattığım tansiyon ilacı gibi damlalarım var. Bunları kullanmaya devam etmeli miyim? Evet. Tüm damlalarınıza devam ediniz. Sadece eğer şu damlaları kullanıyorsanız, ameliyattan 2 hafta önce kesiniz:
o Pilocarpine o Isoptocarpine o Pilogel o Carbachol
• Ameliyata aç olarak mı gelmeliyim?
Hayır. Operasyon uyuşturucu damla ile gerçekleştirileceğinden aç olmak gerekli değildir.
• Operasyonu görecek miyim? Hayır. Sadece karaltılar ve renkler göreceksiniz.
• Gözlük takacak mıyım? Bir ay sonra gözlük muayenesi yapılacak. Uzağı net görmek için ince bir gözlük gerekebilir, gerekmeyeblir de. Ama standart göz içi lens konmuş bir gözde, yakını görmek için mutlaka yakın gözlüğü gerekir. Uzak-yakın birarada görmeyi sağlayan lens konmuş bir gözde ise, hastaların %70’i uzağı ve yakını gözlüksüz net görebilirler.
Virüs mukozalar ve ciltten vücuda girer. Dolayısıyla yayılım için yakın kişisel temas gereklidir. Genellikle çocukluğumuzda dudaktaki uçuklar ve salgılardan virüsü kaparız. Beş yaşına dek toplumun %60’ı Herpes’le enfekte olur. Dünya nüfusunun %20 -45’inin dudak uçuğu geçirdiği bildirilmektedir. Havadan, yüzme havuzlarından bulaşmaz. Hastalık ilk kez alındığında, sadece %1 ile %6 oranında hastalık belirtisi olur. Diğer bir deyişle, örneğin dudak uçuğu olan biri ile temasta bulundunuz, virüs size geçti. Sizde %1-6 ihtimalle 3-9 gün içinde uçuk olur, %94-99 ihtimalle uçuk olmaz. Ama virüs vücudunuzda yerleşir. Yerleşim yeri de yüzdeki his sinirinin “gangliyon” denen kısmıdır. Bundan sonra bağışıklığınızın zayıfladığı bir an gelince virüs dudağınıza ya da gözünüze geçerek hastalık yapar.
Tekrarlama sıklığı
Kişilerin %10’u 1 yıl içinde tekrar göz uçuğu geçirir, %23’ü 2 yıl içinde tekrar uçuk geçirir. Ne kadar çok atak geçirdiyseniz, bundan sonra tekrarlama şansı da o kadar yüksek olur. Atak sıklığının cinsiyetle ve ilk kez kaç yaşında uçuk geçirildiği ile ilgisi yoktur. Tekrarlar daha çok Kasım ile Şubat ayları arasında olur. Toplumda göz uçuğu sıklığı 100.000’de 149’dur.
Göz uçuğunun tekrarlama nedeni
Virüs çoğunlukla sinir gangliyonunda yerleşmiştir. Ama korneada da yerleştiği olur. Stres, yorgunluk, üzüntü göz uçuğunun tekrarlamasına yol açar. Güneş ışığı, travma, cerrahi, sıcaklık, ateşli hastalıklar, adet dönemi, diğer enfeksiyonlar, duygusal stres, glokom ilaçlarından bazıları da (Prostoglandin F2 anologları) herpes virüsünü aktive eder. İki gözde birden göz uçuğu olması bağışıklık sistemi ile ilgili bir probleme işaret eder.
Göz uçuğunun belirtileri
Göz kapaklarında kızarma-baloncuklar (herpetik blefarit)
Konjonktivit: Foliküler konjonktivit kendini gözlerde kızarma, akıntı ile belli eder.
Kornea (gözün en öndeki şeffaf tabakası): İnfeksiyöz epitelyal keratit, nörotrofik keratopati, stromal keratit, endoteliit gibi isimlerde ve çeşitli formlarda hastalık yapar. Tek gözü etkiler, sadece olguların %3’ünde iki gözü de tutar. İki gözü de etkilenen bireylerin %40’ı atopik (alerjik) bünyelidir. Kornea etkilendiğinde ağrı, ışık hassasiyeti, yaşarma, belli seviyelerde görme azlığı olur.
Uvea: İridosiklit kendini gözde kızarma, ağrı, görme bulanıklığı ile belli eder.
Tanı
Tanı koymak için standart göz muayenesi yeterlidir. Diğer tanı yöntemleri için gözden sürüntü ile örnek alınır: Örnek patologlarca boyanır. Hücre kültürü, immunolojik testler, PCR, elektron mikroskopi incelemesi yapılabilir.
Tedavi
Tedavide hastalığın tipine göre antiviral damla-pomad, kortizonlu damlalar, antiviral haplar kullanılır. Korneadaki göz uçuğu hiç bırakmadan geçebileceği gibi, korneayı daha derinlemesine etkileyerek görmeyi kalıcı şekilde azaltabilir. Kimi olgularda kornea, uçuk yüzünden delinebilir.
O zaman doku yapıştırıcısı dediğimiz uygulamayla kornea onarılır. Korneada kalıcı izler kaldığında görmeyi artırmak için kornea nakli gerekir. Göz uçuğu için yapılan kornea naklinde başarı oranı %50-80 civarındadır. Kornea naklinde başarıyı sınırlayan temel faktörler korneanın damarlanmış olması ve virüsün nakledilen yeni korneayı da etkilemesidir.