Göz kuruluğu ya göz yaşının az salgılanmasından, ya da mevcut göz yaşının fazla buharlaşmasından kaynaklanır.
Göz yaşının az salgılanması
Göz yaşının az salgılanması, Sjogren hastalığı denen romatizma hastalığından kaynaklanabilir. Sjogren hastalığı, göz kuruluğunun yanısıra, ağız kuruluğuna da yol açar. Sjogren hastalığında, gözyaşı bezi nedeni bilinmeyen iltihabi bir reaksiyonla tahribata uğrar. Sjogren hastalığı, diğer romatolojik hastalıklarla da birarada bulunabilir.
Göz yaşı salınımı azlığı, Sjogren hastalığından kaynaklanmadığında ise, şu durumlardan kaynaklanır: • Yaşın ilerlemesi • Göz yaşı bezini tahrip eden hastalıklar (örn. guatrın gözü etkileyen tipi) • Göz yaşı bezinin kanalcıklarının tıkanması (örn. tahom gibi göz hastalıkları) • Kimi nörolojik hastalıklar (örn. Riley-day sendromu)
Mevcut göz yaşının fazla buharlaşması
Fazla buharlaşma, kontakt lens ve bilgisayar kullanımı gibi faktörlerden kaynaklanır. Kirpik diplerindeki yağ bezlerinin salgılarındaki problemler de, gözyaşının yağ bileşeninde yetmezliğe yol açarak fazla buharlaşmaya neden olur.
Göz kuruluğunun belirtileri • Batma • Yabancı cisim hissi • Yanma • Yapışkan akıntı • Görme bulanıklığı • Kızarma • Işık hassasiyeti • Yorgunluk hissi
Tanı • Göz yaşı kırılma zamanı: Normalde göz yaşı, her göz kırpmadan sonra en az 10 saniye boyunca göz yüzeyinde kalmalıdır. Yüzeyde 10 saniyeden önce göz yaşının kaplamadığı kuru alanların oluşması (yani göz yaşının kırılması) anormaldir; göz yaşı yetersizliğine işaret eder.
• Schirmer testi: Göz uyuşturucu damla ile uyuşturulduktan sonra, alt göz kapaklarına milimetrik olarak işaretlenmiş kağıt şeritler konur. Beş dakika sonunda, kağıt şeritte en az 10 mm’lik bir ıslaklık olmalıdır. Kağıtta 5 mm’den daha az ıslaklık, göz kuruluğu anlamına gelmektedir.
• Göz yüzeyinin çeşitli boyalarla değerlendirilmesi: Göz yüzeyine fluoresein veya rose bengal ismi verilen boyalar sürülür. Bu boyalar, yüzeydeki kuru alanları ve kuruluk yüzünden dökülmüş hücreleri boyar. Boyanmanın varlığı ve miktarı, göz kuruluğunu ve derecesini gösterir.
Tedavi
• Genel önlemler: Bulunulan mekanların nemlendirilmesi, kaloriferlerin üstüne su dolu kapların konulması, soğuk buhar makinelerinin kullanılması, vb.
• Suni göz yaşı damlaları: Gözü nemlendirirler. İçlerinde prezervan madde içermeyenlerinin hiç bir toksik etkisi yoktur.
• Göz yaşı salgısını artıran damlalar: Bu damlalar, daha çok göz yaşı salınmasını sağlarlar.
Punktum tıkaçları: Göz yaşı, alt ve üst göz kapaklarının iç taraflarındaki “punktum denen deliklerden burna doğru akar. Ağladığımızda burnumuzun akmasının sebebi de, işte göz yaşının bu şekilde burna geçmesidir. Gözleri kuru olanlarda ise, punktumlara tıkaç konarak, mevcut göz yaşının burna akıp gitmesi önlenir. Böylece, göz yaşı göz yüzeyinde kalır.
Basit bakteriyel konjonktivit Gündelik hayatta en sık rastlanan konjonktivit formudur. Basit bakteriyel konjonktivitin belirtileri
• Gözde kızarma • Batma • Yanma • Akıntı • Sabah uyanınca göz kapaklarının birbirine yapışık olması (akıntı yüzünden)
Basit bakteriyel konjonktivitin tedavisi Tedavide gündüz antibiyotikli damla, gece uyumadan evvel antibiyotikli pomad kullanılır. Bakteriyel konjonktivit, 10-14 gün içinde iyileşir. Viral konjonktivit Viral konjonktivitlerin en sık nedeni adenovirüs isimli virüstür. Bu virüsü taşıyan kişilerin solunum yollarındaki veya gözlerindeki salgılar, bulaşmaya neden olur. Virüs kapıldıktan 4-10 gün sonra enfeksiyon belirtileri başlar. Takip eden 12 gün boyunca, virüsü kapan kişi de bulaştırıcı hale gelir. Adenoviral konjonktivitin belirtileri
Viral konjonjktivitlerin %80’inde gözün kornea (şeffaf) tabakası da etkilenir. Belirtilerin başlamasından 7-10 gün sonra korneada beyaz benekler meydana gelir. Bu benekler 2 haftada geçebileceği gibi, daha derinlere inerlerse solmaları aylar-yıllar alabilir.
Adeneoviral konjonktivitin tedavisi Eğer gözde batma fazla ise veya korneadaki benekler derinlere indiyse, kortizonlu damla kullanılır
Kortizon, doğal (vücudun kendisinin de ürettiği) kortikosteroid hormonudur. Kortikosteroidlerin kullanıldığı hastalıklardan bazıları şunlardır: • Alerjik reaksiyonlar • Astım • Beyin tümörleri • Böbreküstü bezi yetmezliği • Eklem ağrıları • Cilt hastalıkları • Hepatit • Barsak hastalıkları • Göz hastalıkları: Göz iltihabı, alerjik göz hastalığı, göz operasyonları Kortikosteroidler, hap/pomad/iğne veya göz damlası olarak kullanılabilirler. Gözlerde yarattıkları yan etkiler şunlardır: • Katarakt: Kortikosteroidlerin uzun süreli kullanımı gözde katarakt gelişimine yol açabilir. Katarakt ameliyatla tedavi edilir. • Göz içi basınç artışı: Kortikosteroidlere bağlı olarak göz tansiyonu yükselebilir. SSR (gözün sarı noktasında su toplanması): Kortikosteroidlere bağlı olarak, gözün sarı noktasında su toplanabilir ve görme kaybı oluşabilir. Bu görme kaybı kalıcı olabileceği gibi, tamamen veya kısmen iyileşebilir
İlk olarak Uygur Türklerinin uyguladığı belirtilirken klasik olarak Çin tıbbından köken alan ve yaklaşık 3500 yıllık geçmişi olan bir tedavi metodu olarak bilinir. Dünya sağlık örgütü 1979 da akupunkturu belli hastalıklar için kabul ederken ülkemizde resmi olarak kabul edilmesi 1991’i bulmuştur. Akupunktur felsefesine göre vücutta Yin ve Yang adı verilen birbirine zıt ancak uyum içinde iki enerji vardır.Bunu gösteren ambleme Taiji(büyük ikilem) denir.Siyah Yin’in beyaz Yang’ı simgeler. Klasik çin tıbbında insan yaşayan evrenin bir parçası olarak kabul edilir ve herşeyin içinde var olan evrensel gücün insanın da içinde olduğuna inanılır. ’Chi’ adı verilen bu enerji insan vücudunda meridyen denilen kanallarda dolaşır.Bu kanallardaki enerji akımının sekteye uğramasıyla hastalıkların ortaya çıktığına inanılır. Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolaşım engelini ortadan kaldırarak dengeyi sağlamak ve bu şekilde hastalığı önlemek ya da tedavi etmek amaçlanır. İnsan vücudunun kendi kendini onarma gücü çok yüksektir. Hipokrat , canlıların kendi kendine iyi olma güçlerinden ve ‘iç hekim’den bahsederken, Paracelcus,’ Hiçbir hayat sadece dış hekimin çabalarıylavarolamaz; dış hekim, iç hekime yardımcı olabilir’demektedir. Vücudumuzda bu gücü (bioregüler güç) harekete geçiren belli uyarı noktaları vardır ki bunlara akupunktur noktaları denilmektedir. Yaklaşık 2000 akupunktur noktası vücudumuzda bulunur.Bu noktaların birleştirilmesi ile 12 çift 2 adet tek meridyen yanımlanmıştır. Akupunktur noktalarının % 70-80 kadarı tetik noktaları ile aynıdır ve ayrıca bir çoğunun kasların motor noktaları ile aynı olduğu belirlenmiştir. Akupunktur noktası uyarılınca buradan başlayan lokal hücresel uyarılar sinirsel iletişim yoluyla beyine ulaşır, beyinden de ilgili organlara gönderilir. Böylece vücudumuzda zaten varolan kimyasal maddeler, hormonlar, enzimler salgılanır ve bazı hücresel değişiklikler olur. Dışarıdan ilaç vermeye gerek kalmaz. Burada özellikle önemli bir konu vardır. Bu süreç olması gerektiği düzeyde kalır yani ne daha fazla ne de daha az. Yani hiperfonksiyon veya hipofonksiyon oluşmaz. Çünkü organizmamız normale programlanmıştır
İnflamatuar göz hastalıklarında, glokom ve oküler hipertansiyonda, kuru gözde, paralitik strabismusda, oküler allerjik hastalıklarda, fasyal paralizde, blefarospazmda, optik atrofide kullanımını araştırmalar bulunmaktadır Koreli bir fizikçi olan Cho ve arkadaşları göz çevresindeki akupunktur noktalrınıın uyarılması ile single foton emisyonunda dayanan bilgisayarlı tomografi cihazıyla (SPECT) beyinde görme ile ilgili mekezlerde aktivite artışı saptamışlardır. Nepp ve arkadaşlarının yaptığı, kurugözde akupunkturun etkinliğini araştıran bir çalışmada,102 kuru gözlü hasta geleksel çin tıbbına (TCM) göre iki gruba ayrılmış, birinci gruba, dış faktörlerin (toksik, allerjik,ilaçların oluşturduğu, oküler yüzey inflamasyonu ve infeksiyonu, kontakt lens kullanınımı) ön planda olduğu kuru gözlü hastalar, ikinci gruba ise iç faktörlerin ön planda olduğu (hormonal sistem bozukluğu, immun kökenli, psişik, ve vitamin A yetmezliği) kuru gözlü hastalar alınmıştır. Akupunktur hastalara, haftada bir olamk üzere toplam 10 seans ve her bir seans en az 30 dakika olmak üzere uygulanmış, uygulama sonrası Schirmer testlerinde, BUT’larda anlamlı düzelme ve damla damlatma sıklığında anlamlı azalma saptanmıştır. Eksternal ve internal faktörler arasında anlamlı fark izlenmemekle birlikte eksternal faktörlerin ön planda olduğu hasta grubunda kuru göz parametrelerinde daha fazla iyileşme görülmüştür Eksternal faktörlerin olduğu grupda otonom sinir sistemi imbalasının ana faktör olduğu zaten akupunktur uygulamasınında genel olarak otonomik disfonksiyonlarda düzenleyici etkisinin olduğunun bilinmesi niçin bu grupda uygulamanın daha etklili olduğunu açıklamadadır şeklinde yorumlanmıştır. Akupunkturdan en az fayda gören hasta grubuise Sjogren sendromlu hastalar olarak çalışmada izlenmiştir. Nepp ve arkdaşlarının yaptığı diğer bir çalışmada oküler ağrı şikayetlerinin konvasiyonel tedaviye yanıt vermeyen, glokomlu, oküler migrenli, kuru gözlü, blefarspazmlı hastalarda akupunkturun etkinliği araştırılmış ve hastaların şikayetlerinde anlamlı düzelmeler saptanmıştır. Gronlund ve arkadaşlarının kuru gözlü hastalarda akupunkturun etkinliğini araştıran diğer bir çalışmada, akupunktur uygulanan hastalarda kontrol grubuna göre subjektif bulgularda anlamlı iyileşme saptanmasına rağmen kuru göz parametrelerinde fark saptanmamaıştır. Yazarlar hastalardaki bu subjektif düzelmeyi, akupunkturun korneal ağrı algılamasını üzerinden yaptığını düşünmüş ayrıca akupunkturun otonomik sinirleri uyararak bunlardan substans P, kalsitonin bağımlı peptit(CGRP), nöroepinefrin, met-ensefalin gibi çeşitli norotransmitterler açığa çıkararak korneal epitel iyileşmesinin hızlandırdığı ve sekretuar bezlerin, özellikle çok güçlü bir vazodilatatör olan kalsitonin bağımlı peptit, nöropetit Y, vazoaktif intestinal peptit(VIP) sayesinde kan akımını ve dolayısı ile sekresyonunu artırdığını belirtmiştir.
Bilgisayara bakma sendromunun en önemli nedeni göz kuruması
Bilgisayarla çalışma sonrasında gözlerde kuruluk ve buna bağlı yanma ile ağırlık hissi olur. Bilgisayar kullanıcısında, göz yüzeyindeki kuruluğu telafi etmek üzere refleks bir göz yaşarması da meydana gelebilir. Göz yüzeyinde kuru noktalar oluşmasının temel sebebi ekran karşısında göz kırpma hızımızın düşmesidir. Bunun yanısıra şu risk faktörleri de ekran karşısında gözlerimizin kurumasında rol oynar:
Ofis ortamı: Klimalar, kağıt tozu, lazer ve fotokopi tonerleri; ortamda kuruluk ve gözün korneasını (en öndeki saydam tabaka) rahatsız eden kimyasal dengesizlik yaratır.
Göz yüzeyindeki buharlaşma alanının artması: Kağıttan bir yazı okurken genellikle aşağı doğru bakarız. Göz kapaklarımız, göz yüzeyinin önemli bir bölümünü kapar ve göz yaşının buharlaşmasını engeller. Ekrandan bir yazı okurken ise genellikle ileri doğru bakarız. Bu da göz kapakları arasındaki aralığı genişletir. Böylece gözyaşı daha geniş bir alandan buharlaşır.
Cinsiyet: Kadınlarda göz kuruması şikayeti erkeklerden daha fazladır.
Yaşlanma: Yaşlandıkça gözyaşı üretimimiz azalır.
Kimi römatolojik hastalıklar
Kontakt lens kullanımı: Lens, kurudukça, göz kırpma sırasında üst göz kapağına yapışır ve rahatsız edici bir sürtünme hissi yaratır. Kirpik diplerinde “blefarit” ismini verdiğimiz kepeklenme, kızarma
Göz kapaklarının iç kısmına makyaj malzemesi sürülmesi
Ekranın görüntü kalitesi, ışıklandırma ve yansımanın gözlerimiz üzerindeki olumsuz etkileri
Bilgisayarın ekrandaki görüntüleri ne kadar iyi gösterdiği 3 şeye bağlıdır: Tazelenme (“refresh”), çözünürlük ve nokta yüksekliği (“dot pitch”). İdeal tazelenme hızı 70 Hz ve üstüdür. Çözünürlük ne kadar yüksekse o kadar iyidir. Nokta yüksekliğinin 0.28 mm veya altında olması tercih edilir.
Windows’da tazelenme hızı ve çözünürlüğü, Ekran Özellikleri’nde “ayarlar” kısmından değiştirebilirsiniz. Eğer farklı bir işletim sistemi kullanıyorsanız, yardım menüsüne veya monitörünüzün kullanım kılavuzuna başvurun. Nokta yüksekliği ise sabittir, ayarlanamaz.
Çevre aydınlatması (floresan, pencere, masa lambası, vb) fazla olmamalıdır. Yoksa ekrandaki karakterlerde yansıma ve parlamalar meydana gelir. Etraftaki ışıklandırma düzenlenemezse, parlama önleyici filtreler kullanılmalıdır. Ekran filtreleri görsel algılamayı artırıp, gözleri biraz olsun rahatlatabilirler.
CRT (“cathode ray tube”) monitörlerle LCD (“liquid crystal display”) monitörler karşılaştırıldığında ise; LCD monitörler göz sağlığı yönünden daha avantajlıdırlar. LCD teknolojisinin gelişimi, gözlerimizin daha az yorulmasını sağlıyor.
Bilgisayara bakma sendromundan korunma yolları
Çevre aydınlatması fazla olmasın
Ekran sizden 35-40 cm uzak olsun
Saatte en az 2 kez başınızı ekrandan kaldırıp, uzağa doğru bakın